25 Kasım 2011 Cuma

YÜKSEK TANSİYON NEDİR? SEBEPLERİ NELERDİR?

YÜKSEK TANSİYONUN İLAÇ KULLANMAYA BAŞLAMADAN NASIL KONTROL ALTINA ALABİLİRİZ?
Dünya sağlık örgütünün son güncellemesine göre sağlıklı insanlarda normal kan basıncı 110-120/70-80 mmHg olarak tanımlanmaktadır. Eğer bir kişide arka arkaya birkaç defa kan basıncı ölçülür 140/90 mmHg ve daha yüksek tespit edilirse o kişi yüksek tansiyona sahip demektir. Kardiyoloji uzmanı veya aile hekimi ile mutlaka irtibata geçmesi gereklidir.
Öncelikle yüksek tansiyonun nedeni iyice araştırılmalı hastalığın organik bir nedenimi (tiroid hastalıkları, böbrek parankim hastalıkları, böbrek damar hastalıkları, böbrek üstü bezi hastalığı,hipofiz hastalığı,doğuştan büyük atar damarda darlık-aort koartasyonu-,v.s.) yoksa bunların dışında esansiyel  hipertansiyon mu?(Aşırı kilolu olma,şişmanlık,hareketsiz yaşam tarzı,çok tuz tüketme,aşırı sigara ve alkol tüketenler,aşırı stres içinde olanlar v.s)
Şunu öncelikle belirtmek isterim ki yüksek tansiyonun sebebi bir organ bozukluğuna bağlı ise çözüm o organ bozukluğunun düzeltilmesi iledir. Biz burada ilaç kullanmaya başlamadan yüksek tansiyonu nasıl kontrol altına alınabilirin cevabını vermeye çalışacağız. Sebebi ne olursa olsun 140/90 mmHg ve üzeri kan basıncı tespit edilmişse hastaya tıbbi müdahale gereklidir.
Fazla kilomuz var ise çocukluk veya yetişkinlikte de olabilir yüksek tansiyon hastalığı gelişme riski normalin iki katıdır. Vücutta biriken yağ hücrelerinin böbrekler, damarlar ve sinir sistemi üstüne etki yaparak kan basıncını yükselttiği düşünülmekte. Fazla kilo nasıl yüksek tansiyona sebep oluyorsa ideal kiloya ulaşmakta kan basıncının 15-20 mmHg azalmasına sebep olmaktadır.
Hareketsiz insanlarda da tansiyonun yükseldiğini gösteren ciddi çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalarda hareket kısıtlılığı içinde olanlarla; günde 30-60 dakika (bir saatte 5 km) yürüyenler karşılaştırılmış yürüyenlerin sistolik kan basıncı 12 mmHg,diyastolik kan basıncı 7 mmHg daha düşük bulunmuştur.
Fazla tuz tüketilmesinin insanlarda tansiyon yükselmesine sebep olduğu yapılan ciddi tıbbi çalışmalarla tespit edilmiştir. Yüksek tansiyon tespit edilmiş bireylerin tuz kısıtlaması yapması kan basıncının 10 mmHg azalmasına sebep olduğu gösterilmiştir. Yemekler konan tuz miktarının şimdikinin yarısı olarak tarifi kullanımı kolaylaştıracaktır. Ayrıca yemeklerin üzerine tuz serpmemeleri gereklidir.
Yüksek tansiyonu olan hastalarımızın sigara kullanmamaya özen göstermeleri çok önem arz etmektedir. Hassas aletlerle yapılan ölçümlerde sigara içerken kan basıncının birkaç milimetre civa (mmHg) yükseldiği net bir şekilde tespit edilmiştir. Eğer bir tek sigara içmekle kan basıncı bu şekilde yükselebiliyorsa bunun günde bir veya birkaç paket sigara içenlerde her yükselişin kalıcı tansiyon yükselmesine sebep olacağı hiç unutulmamalıdır. Ayrıca sigara kullanan insanların damarlarının en iç zarının geçirgenliği bozulduğu için damar zarı içine kan ürünlerinin geçişi kolaylaşmakta ve tıkayıcı damar hastalıkları oluşmaktadır (kalp, beyin, göz, böbrek v.s damarlar).
Fazla alkol tüketmenin de tansiyon yükselmesine sebep olduğu bilimsel çalışmalarla tespit edilmiştir. Günde iki kadeh ve daha fazla alkol tüketenlerle hiç alkol almayan ya da günlük tüketmeyenler karşılaştırılmış sürekli alkol tüketenlerde kan basıncı her seferinde yüksek ölçülmüştür. Ayrıca çalışmanın devamında alkol tüketiminin azaltılması veya bırakılması sonrası tansiyonun normalleşmeye başladığı gözlemlenmiştir. Alkol tüketiminin bireylerdeki olumsuz etkilerinin bir diğeri de hareketsizlik ve kolesterolden yüksek besin tüketmeyi de beraberinde getirmektedir. Bu nedenlerle tüm uzmanlar aşırı alkolden kaçınmanın yüksek tansiyon tedavisinde önemli bir yeri olduğunda fikir birliğindedirler.
Yeme içme düzeni de tansiyon üzerinde olumlu ya da olumsuz etki yapmaktadır. Öncelikle porsiyonların yarı yarıya azaltılması, menüde sebze, tavuk, balık, az yağlı kırmızı et, baklagiller ve meyve içermesi uygun olacaktır. Doymuş yağ, şekerli besin ve içeceklerden mümkünse uzak durmak gerekecek.

TANSİYON DÜŞMESİ NEDİR? TEDAVİ SEÇENEĞİ NELER OLMALI?

Hastane acil polikliniklerine ya da iç hastalıkları ve kardiyoloji uzmanlarına müracaat eden hastaların önemli bir kısmında baş dönmesi ve halsizlik yakınması öncelikli sebepler arasındadır. Baş dönmesi yakınması ile gelen hastalar her yaşta olabilirlerse de çoğunlukla ileri yaştadırlar. Bu hastaların müracaatları sırasında yapılan fizik muayenelerinde çok ciddi anormallikler tespit edilmeyebilir. Kan basınçları ölçüldüğü zaman (otururken ya da yatarken ) 110–120/70–80 mmHg iken hastalar aniden kaldırılarak tansiyonu ölçüldüğünde 70–80/50–60 mmHg düzeyinde tespit edilebilir. İşte büyük tansiyonun 20 mmHg küçük tansiyonun 10 mmHg dan fazla düşük olması pozisyona bağlı tansiyon düşüklüğü olarak adlandırılır. Böyle bir hastada baş dönmesi, baygınlık hissi, çarpıntı, halsizlik yakınmaları da vardır. Ayağa kalkınca aniden tansiyon düşmesi bir bulgudur. Bunun birçok dış ya da bedensel sebepleri olabilir. Böyle durumlarda:
  • Hastadan ve yakınlarından detaylı bilgi alınması,
  • Hastanın fizik muayenesinin tamamlanması, 
  • EKG çekilmesi,
  • Rutin kan tetkiklerinin yapılması
  • Beyin ve sinir hastalıklarının gözden geçirilmesi gerekirse uzmanından görüş alınması
  • Kalp damar hastalıklarının gözden geçirilmesi gerekirse uzmanından görüş alınması
  • Ateşli hastalıkların araştırılması yapılmalıdır.

Bütün bu çalışmalar sonlandıktan sonra ve hastada organik bir hastalık tespit edilmemişse:
  • Hastanın almakta olduğu tedavinin tespiti
  • Hava şartlarının değerlendirilmesi (aşırı sıcaklar)
  • Sıvı alımının sorgulanması sağlıklı olacaktır.

Aniden tansiyon düşmesini arttıran faktörleri akılda kalması açısından şu şekilde sıralamak yaralı olacaktır:
1.       Vücudun susuz kalması,
2.       Tuvalette aşırı ıkınma
3.       Aşırı sıcaklıklar (Kaplıcalar, sıcak banyolar, aşırı güneş, sauna ve buhar odaları)
4.       Ağır spor yapma (Ağırlık kaldırma)
5.       İdrar yaptıktan sonra (özellikle sabah ilk idrarı)
6.       Uzun süre yatma ve oturma sonrası aniden kalkmalar
Bütün bu bilgilerin ışığında geriye dönecek olursak; hastanın kullanmakta olduğu tansiyon düşürücü ilaçların prostat hastalığı olup bu nedenle kullandığı ilaçların ve de psikolojik nedenlerle kullanılan ilaçların olup olmadığı tespit edilmelidir. Bu hastalıklar nedeni ile kullanılan ilaçların büyük çoğunluğu aniden pozisyona bağlı tansiyon düşmesine sebep olmaktalar. Bu ilaçların en önde gelenleri idrar söktürücüler, prostat büyümesi için kullanılan ilaçlar ve tansiyon düşürücü ACE inhibitörü ve psikolojik düzensizler için kullanılan ilaçlardır.
Tansiyon yüksekliği de baş ağrısı ile birlikte baş dönmesine de sebep olduğu için bazı tansiyonu yüksek hastalarımız tansiyon düşürücü ilaçlarını kullandıkları halde tekrar tansiyonum yükseldi diye tansiyon takibi yapmadan tansiyon düşürücü ilaçlarını tekrar almaktalar. Bu sebeple de tansiyon iyice düşmektedir. Bu yanlışlığı önlemek için hastalarımızın baş ağrısı ve baş dönmesi olduğu zamanda tansiyon kontrollerini yaptırarak ilaç almaları gereklidir.
POZİSYONA BAĞLI TANSİYON DÜŞÜKLÜĞÜ TESPİT EDİLEN HASTALAR NELERE DİKKAT ETMELİ?
  • Tansiyon hastalığı, prostat hastalığı veya psikolojik nedenlerle ilaç tedavisi alan hastalar ilaç dozunu hekimleri ile birlikte ayarlamalılar.
  • Aşırı sıcaklarda bol sıvı tüketilmesi gerekir
  • Sabahları yataktan aniden kalkmamalı yataktan doğrularak bir müddet oturmalı halsizlik ve baş dönmesi yoksa o zaman yataktan inmeli ve yavaş yürümeli
  • Sabahları yarım litre serin su içmeli ve kısa süreli kültürfizik hareketleri yapılabilir.
  • Uzun süre ayakta kalma zorunluluğu olursa kalça adaleleri ve baldır adaleleri aralıklı çalıştırılmalı
  • Tansiyon hastalığı olmayanların tuz alımını arttırmaları tavsiye edilir
  • Gece yatarken baş altındaki yastığın 10 cm yükseltilmesi gece tansiyonun yükselmesini azalttığı gibi idrara çıkışı azaltması sebebi ile volüm eksilmesine sebep olmayacağından gündüzleri de tansiyon düşmesi önlenebilir.
  • Ani tansiyon düşmeleri durumunda hastanın başı yerde ayakları 20-30 derece yukarı kaldırılarak yatması uygun olacaktır



HER DÖNEMİN HASTALIĞI: DAMAR SERTLİĞİ

Kalp ve damar hastalıkları dünyanın ve ülkemizin en önemli sağlık sorunu olduğu gibi insanlığın en sık ve en önemli ölüm sebebidir.
Kalp ve damar hastalıklarının sebebi ile ilgili son yarım yüzyılda çok şey öğrendik. Bu sebebleri şu şekilde kısaca sıralamak akılda kalması açısından yararlı olacak.
  • Genetik yatkınlık
  • Yaşın ilerlemesi
  • Erkek olmak ya da hanımlarda menapoz sonrası
  • Şeker hastalığı
  • Hipertansiyon
  • Aşırı kilo
  • Hareketsizlik
  • Sigara tüketimi
  • Stres
  • Yeme-içme düzensizliği
  • Kolesterol yüksekliği özellikle LDL nin (KÖTÜ HUYLU KOLESTEROL)
  • Çalıştığımız ortamın özellikleri.
Kalp ve damar hastalıkları günümüzde olduğu gibi daha önceki dönemlerde de olduğu bazı mumya ve arkeolojik kazılarda yapılan çalışmalarda büyük damarlarda gözle görülebilmiştir.
DAMAR SERTLİĞİ MUTLAK AİLEVİ  (GENETİK) NEDENLE Mİ OLUŞUR?
Yirminci yüzyılın ikinci yarısında yapılan bilimsel çalışmalarda birinci derece yakınlarda kalp ve damar hastalığı varsa bu neslin çocuklarında kalp damar hastalığı olma riski normal ailelere göre 2-3 kat artmaktadır. Hem anne hem baba tarafında kalp damar hastalığı olanlar da bu oran daha da artmaktadır. Şunu da belirtmek gerekir ki anne ve babadaki hastalık 55-65 yaş üzerinde gelişmiş ise bunların çocuklarında kalp damar hastalığı oluşma riski oldukça az sıklıktadır.
Burada şu soruda sorulabilir; ÇOCUKLARIN HEPSİNİN RİSKİ AYNI MIDIR?
Cevap aynı değildir. Şeker hastalığı, yüksek tansiyonu, aşırı kilo, hareketsiz, sigara kullanan ve kolesterol yüksekliği olan kardeşin riski bu riskleri taşımayana göre göreceli oldukça yüksektir.
Eğer kardeşler arasında hastalık varsa risk nedir? Sorusunun cevabı şu şekilde verilebilir. Tek yumurta ikizlerinde bu oran normale göre 10-15 kat fazladır. tek yumurta ikizi değillerse o zaman normale göre 3–4 kat fazla görülebilir. Görüldüğü gibi kalp damar hastalıklarının oluşması bir veya birkaç genle açıklanabilir bir olay değildir. Genetik yatkınlıkla beraber aşağıda listelediğimiz diğer risk faktörlerinin biri ya da daha fazlası üst üste etkili olacak olursa kalp damar hastalığı oluşma riski daha da artmaktadır.
Genetik yatkınlığı bilinen ve aşağıdaki risk faktörlerinin biri yada birkaç tanesini taşıyan bireylerin yaşları ne olursa olsun öncelikle bir hekime müracaatla muayene ve kolay tetkik yöntemlerini yaptırması(ekg, efor ekg, ekokardiografi kan tetkikleri, gerekirse BT koroner anjio) bu sayede erken teşhis ile hastalığı önleyici tedbir ve tedaviye yönlenmesi sonucunda oluşabilecek ciddi risklerden uzaklaşılmış olacaktır.
Buraya kadarki bölümde hastalığa neden olan sebepleri anlaşılacak şekilde sıraladıktan sonra “KALP VE DAMAR HASTALIKLARININ OLUŞMASI NELERE SEBEP OLABİLİR”i sormamız gerekir. Öncelikle kalp krizi sonrası en korkulan problemimiz olumsuz ritim bozukluklarıdır. Bu ritim bozuklukları ani ölüm oranını artıran en önemli sebeptir. 3-4 olgudan biri bu nedenle kaybedilmektedir. Kalp damar problemi olan hastaların bu nedenle en yakın sağlık kuruluşuna en kısa sürede ulaşması gereklidir.
Eğer kalp damar hastası olanlarda bu problem gelişmediği takdirde tıkanan damarın beslediği adale bölgesinde kasılma eksikliği olacağından ileride kalp yetmezliği nedeniyle karşılaşabilir. Bu kalp adalesindeki hasarın boyutu ile ilgili olacaktır. Ya da bazı hastalarda kalıcı ritim bozukluğu gelişecek olursa; bunun sonucunda kalp boşluklarında pıhtı oluşması sonucu ani ciddi inmelerle karşılaşılabilir.
Bu tabloların oluşmasını istemiyorsak;
  • SİGARA TÜKETMEYİ BIRAKMALIYIZ
  • YÜKSEK TANSİYON VARSA tuzu kısıtlamamız gerekmekte ayrıca doktorumuzun verdiği tansiyon düşürücü ilacı ya da ilaçları sürekli kullanmamız gereklidir. İlaçların yan etkisi olabilir bu durumda doktorumuzla sürekli bağlantılı olmamız ve ilacı değiştirerek devam etmemiz gerekecektir.
  • ŞEKER HASTASI isek diabet uzmanı ve diyet uzmanı ile birlikte söylenilenleri i yi tatbik etmek ve ilaçları düzenli ve devamlı kullanmamız gereklidir.
  • KİLOLU VE HAREKETSİZ isek öncelikle yeme içme alışkanlığımızı değiştirmemiz bu sayede ideal kiloya inmemiz çok faydalı olacaktır. Ayrıca yürüme engelimiz yoksa haftada 4-5 gün günde 1 saatte en az 5 kilometre yürüme gerek yüksek tansiyon gerekse şeker hastalığı yönünden gerekse de kalp damar hastalığı üzerine çok olumlu etki yapacaktır.
  • Yaşadığımız ortama bağlı stres veya başka faktörler var ise bunlarında tarafımızdan en iyi şekilde yönetilmesi gereklidir.
Toplumumuzda en dikkatimizi çeken özellik ilaç kullanımındaki aksaklıklar olmaktadır. Şurası hiç unutulmamalıdır ki kalp ve damar hastalıkları süreli hastalıklardır bu nedenle tedavisi de süreklidir ve öyle olmalıdır. Doktorun muayenesi ve yapılan tetkikler sonucu kesin tanı konulmuş ise öncelikle buna yönelik hastanede kalarak gerekli tedaviler yapıldıktan sonra verilen reçeteyi iyi tatbik etmek gerekecektir. Verilen ilaçların yan etkisi oluşmamışsa özellikle aspirin 100 mg, beta blokerler ACE inhibitörü ve kolesterol ilaçlarının kullanılması yeniden kalp krizi, inme ve ani ölümleri üçte bir oranda azaltmaktadır.

YÜKSEK KOLESTEROL NASIL YÖNETİLMELİ?

Bir önceki yazımızda kolesterolün insan vücudu için mutlak gerekli olduğunu ve anormal yükselme durumunda vücut kendi oto kontrol mekanizmasını harekete geçirerek kan kolesterol düzeyini kontrol etmeye çalışmaktadır diye bahsetmiştik.
Bu günkü yazımızda yüksek kolesterol seviyesine dışarıdan diyet ya da ilaçla nasıl ve ne zaman müdahale etmeliyiz ve hangi durumlarda devamlı ilaç kullanmak gerekliliğinden bahsetmek istiyorum.
Yüksek kolesterol tespit edilen bireylerin öncelikle hayvani yağ içeren gıdaları oldukça dikkatli tüketmeye yönelmeleri ve en aza indirgemeleri gerekmektedir. Özellikle LDL kolesterol yüksekse organizmamız HDL ni devreye sokarak LDL nin damar duvarı yüzeyinden veya damar duvarı içinden sökerek karaciğere taşımaktaydı, bu mekanizmanın iyi çalışmasını istiyorsak HDL üzerinde olumsuz etki yapan sigara tüketimini bırakmamız ayrıca sedanter hayattan uzaklaşmamız gerekecek. Bunu için günde en az ½ --1 saat yürümemiz ve bunu haftanın en az 4-5 gününe yaymamız gerekecek. Ayrıca katı yağlar haricinde kolesterolden zengin sakadatlar, midye, karides, sucuk salam ve sosis gibi gıdaların tüketimine çok dikkat etmeli en aza indirerek tüketmemiz gerekecek.
Bu tedbir ve dikkate rağmen LDL seviyesi yüksek seyrederse kolesterol düşürücü ilaçları kullanmamız gereklidir. Zira kolesterol seviyesi normal ya da normalin altında seyreden bireylerle yüksek seyredenlerin karşılaştırılması sonunda kolesterol düzeyi yüksek olanlarda kalp krizi ve inmenin normal ve normal altında olanlara göre 2 kat fazla gözlendiği bilimsel çalışmalarla tespit edilmiştir.
Kolesterol düşürücü ilaçların faydası yanında azda olsa yan etkilerinden bahsetmek gerekecektir.  Tespit edilen yan etkilerin hiç birisi kalıcı hasara ve hastalığa sebep olmadığını hemen baştan belirtmemiz doğru olacaktır. İlaçlar kesildiği anda kısa sürede yan etkiler düzelmektedir. Şimdiye kadar tespit edilebilen yan etkiler;---karaciğer enzimlerinde yükselme
  • Halsizlik ve yaygın adale ağrıları
  • Çok ender kas erimesinden söz edilebilir.
Hangi hastalarımıza uzun süreli kolesterol düşürücü ilaçları verebiliriz?
  • Kalp krizi geçiren hastalar
  • Yüksek tansiyon hastaları
  • Şeker hastaları
  • İnme geçiren hastalar (damar tıkanmasına bağlı)
  • Aort damarını genişlemesi (aort anevrizması)
  • Baypas ameliyatı olanlar
  • Koroner arterlere, bacak arterlerine ve karotis arterlerine stent takılan hastalar veya bu damarlarda hastalık olup da operasyon ve stent işlemi gerekli olmayan medikal tedavi alan hastalar.
      Kolesterolu yüksek olan hastaların vitaminler,antioksidanlar veya bazı bitkisel yöntemlerle kolesterol düzeylerinin normalleşmesi veya normalin altına inmesi  bilimsel çalışmalarla kanıtlanmamıştır.

KOLESTEROL NEDİR?

Kolesterol;  gıdalarla aldığımız özellikle hayvani yağların mideden geçip bağırsaklar tarafından emilmesi sonrası küçük kapiller damarlar vasıtasıyla karaciğere taşınmaları ve orada işlenmeleri sonucu ortaya çıkan, vücudumuzun en küçük yapısı hücrenin temel yapı maddesidir. Hücrelerin etrafını çevreleyen zarların ana maddesi kolesteroldur. Kolesterol olmadığı takdirde hücre duvarı çöker hücre ölür. Aynı zamanda beyin fonksiyonlarının iyi işleyebilmesi içinde kolesterole mutlak gereksinim vardır.
Kolesterol karaciğerde üretildikten sonra tüm sisteme gönderilir. Gönderilen bu kolesteroller yeni hücrelerin duvarlarının örülmesine, eski hücrelerin duvarları hasarlı ise tamirine ve daha birçok hayati görevi tamamlarlar. Bu görevi LDL (düşük yoğunluklu lipoprotein) üstlenmektedir. Eğer dolaşımdaki LDL kolesterol seviyesi olumlu bu görevleri yaptıktan sonra hala yüksek seviyede olurlarsa o zaman damarların iç zarlarından geçerek damar lümenine doğru zarı şişirmeye başlar ve kalp krizi ve inme gibi olaylara sebep olurlar.
Böyle bir durumda vücudumuz kendisi sorunu çözmeye çalışmakta, öncelikle karaciğer kolesterol üretimini azaltması yönünde uyarılır, karaciğerde kolesterol üretimi azaltıldığı halde dolaşımdaki kolesterol düzeyi yüksekse kolesterolün fazlası safra ile bağırsağa gönderilir. Hala dolaşımdaki kolesterol düzeyi normale inmemişse o zaman devreye HDL(yüksek yoğunluklu lipoprotin) girecek ve dolanımdaki fazla orandaki LDL ri yakalayıp karaciğere geri getirecektir.
Görüldüğü gibi kolesterol insanlar için mutlak gerekli bir madde olup gereğinden fazlası diğer bazı hastalıklar ve destekçilerle birlikte kalp damar hastalığı sebebi olmaktalar. Bu hastalıklar ve destekçilerin esas olumsuzlukları damar içi zarın geçirgenliğini bozmaları sonucudur.
  • Sigara içmek
  • Şeker hastalığı
  • Yüksek tansiyon
  • Sedanter yaşam
  • Aşırı yemek yeme (özellikle hayvani yağlardan zengin yiyecekler)
   Belirttiğimiz bu hastalılar ve durumlardan HDL düzeyide ciddi şekilde etkilenmektedir. HDL nin etkilenmesi genellikle azalması yönündedir. HDL nin azalması ve LDL nin yükselmesi kalp damar hastalıklarının artması yönünde karşımıza çıkmaktadır.

KALP SAĞLIĞIMIZ İÇİN NASIL SPOR YAPMALIYIZ?

Öncelikle fizik eksersiz yapmak, tenis oynamak, koşmak, aerobik yapmak kalp sağlığı için şart olan şeyler değildir. Doğru iş haftanın en az 4-5 günü günde  ½-1 saat kesintisiz yürüyüş yapmak idealdir.
Yürümek neden kalp sağlığı için çok yararlı?
  • Yürüdüğümüz zaman normal vücut adaleleri nasıl güçlenirse kalp adalesinin de kasılması ve gevşemesi o oranda güçlenmekte ve mükemmelleşmektedir.
  • İstirahat halinde 70-80 olan dakikadaki kalp hızı düzenli yürüme sporu sayesinde 55-65 ‘e gerilemekte bu sayede günlük kalp atım sayısı önemli ölçüde azalma göstererek olumlu kalp performansına katkı sağlamaktadır. Bu nabız sayısındaki düzen bireylerin aşırı heyecan, stres ve ani hareketleri sırasında ciddi nabız artışına sebep oluşturmadığından kalbi korumaktadır.
  • Düzenli yürüme sporu yapanlarda kilo artışı olmadığı gibi azalmada görülebilmektedir. Bunun sonucu olarak hastanın kan basıncında düzenli bir seyir olur ve kalp damar hastalıklarının en ciddi risk faktörü olan yüksek tansiyonu kontrol altına almış oluruz. Bu sayede yine kalp damar hastalıkları için en önemli risk faktörü olan şeker hastalığının da ilave diyet ve ilaç desteği ile ciddi risk olma olasılığı azaltılmış olacaktır.
  • Ayrıca HDL dediğimiz iyi huylu kolesterol seviyesini yükselterek damar sertliği oluşmasına karşı kendimizi korumuş oluruz.
  • Kaliteli spor yaparak üzerimizdeki aşırı stres ve gerginliği en aza indirebiliriz.
Günde 2 saatten fazla televizyon karşısında yada bilgisayar önünde oturarak vakit geçiren bireylerin kalp damar hastalığı ve yüksek tansiyon hastalığına yakalanma riskleri, düzenli spor yapan bireylere oranla 2-4 kat daha fazla olduğu yapılan bilimsel çalışmalar ile ortaya konulmuştur. Bu oranı şu şekilde tarif etmekte mümkün. Düzenli yürüme sporu yapan bireylerin, sedanter hayat yaşayanlara göre kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskleri yarı yarıya azalmaktadır. Ayrıca kalp damar hastalığına yakalandıklarında iyileşme ve hastanede kalma süreleri daha kısa olmaktadır.
Son dönemlerde haberlerde karşımıza sıkça çıkan sporcu kayıpları kafaları nasıl spor yapılmalı açısından ciddi şekilde karıştırmaktadır. Burada şunu belirtmemiz gerekir ki; bu kayıpların ana nedeni bu sporcuların birçoğunda doğumsal adale anormallikleri, gene doğumsal ritim bozuklukları ve kalp adalesini besleyen koroner damarlarının doğumsal anormal seyirleri sonucu oluşmaktadır.
Son söz olarak şunu söylemek daha anlaşılır olacak; spor yapan kişinin kalp damar problemi yok ve olma olasılığı da çok düşükse bu kişi düzenli yürüme,  koşma, aerobik,  tenis, yüzme ve yapabileceği her sporu yapabilr. Eğer kalp damar hastalığı tespit edilen ve kalp damar hastalığı olma ihtimali yüksek bireylerin yapacağı en iyi spor haftanın en az 4-5 günü günde ½--1 saat düzenli yürüme olacaktır.

KALP KRİZİ VE İNMEYE SEBEB OLAN PIHTI OLUŞMASI NEDİR? NASIL ÖNLENEBİLİR?

        Damar duvarının iç ya da dış zarı hasarlandığı zaman bu hasarlı bölgenin tamiri için öncelikle trombosit dediğimiz küçük kan hücreleri buraya doğru göç ederek hem harslı yere yapışırlar hem de birbirlerine; bu ilk pıhtı tıkacı sayesinde o hasar bölgesindeki kanama kontrol altına alınır. Bu olay kalp damarında oluşursa kalp krizine, beyin damarında oluşursa inmeye, göz damarında oluşursa körlüğe sebep olmaktadır. Damarların hasar bölgesinde oluşan bu ilk pıhtı tıkacı bu halde kalmamakta ilave faktörlerle beraber pıhtı tıkacı daha sağlam hale gelmekte. İşte bu durumda sert ve dayanıklı hale gelen bu pıhtı tıkaçları daha ciddi ve kalıcı problemlere sebep olmaktadır
Hangi hastalıklarda pıhtı oluşmasını engellen ilaçlar kullanılır?
  • Atrial fibrlasyon olarak adlandırılan devamlı çarpıntı halinde
  • Akciğerde pıhtı
  • Özellikle bacak toplardamarlarındaki pıhtılar
  • Ciddi kalp krizleri
  • Pıhtılaşma eğilimi artmış hastalar
  • Kalbe takılan metal kapaklı hastalarda
  • Kalp damar hastalıklarında invaziv girişim sonrası( balon ve stent işlemleri)
         Yukarıda bahsettiğimiz gibi pıhtı olayında önce trombosit kümelenmesi olmakta  sonrasında  sert pıhtı  oluşmaktadır.Trombosit kümelenmesini aspirin önleyebilmekte ama sert  pıhtı oluşmasındaki faktörlere  aspirin etkili  değildir.Burada diğer pıhtı oluşmasına engel olacak ilaçları devreye sokmak gerekecektir.Bu ilaçlardan en çok tanıdığımız coumadin isimli ilaçtır.Bu ilaç bir çok pıhtılaşma faktörünü(özellikle 7,9,10 nolu faktörler ve trombinin karaciğerde yapımını güçleştir)etkiler.Piyasaya çıkan yeni pıhtı önleyicilerde var.Bunlardan bir tanesi faktör 10 un etkisini engellemekte,bir diğer yeni müstahzar ise karaciğerde trombin yapımını azaltarak etkisini göstermektedir.
        Pıhtı oluşmasını engelleyen en önemli ilaç coumadindir.Bu konu ile ilgili ciddi karşılaştırmalı çalışmalar tamamlanmış her çalışma sonrasında coumadin/aspirin ve coumadin/ aspirin +clopidigrel,e karşı ciddi olumlu üstünlük tespit edilmiştir.Aşağıda sıraladığımız hastalıklarda özellikle kalp kapak hastalığı olan,inme geçirmiş,şeker hastalığı ve yüksek tansiyonlu atrial fibrilasyonlularda sürekli coumadin kullanmak gerekliliği vardır.Metal kalp kapağı takılan ve alt ekstremite toplar damarlarında  pıhtı olup sık olarak akciğere pıhtı atılması durumlarında da  sürekli olarak coumadin  kullanılması önerilr.
         Ciddi kalp krizi geçiren, akciğere pıhtı atılması ve pıhtılaşma eğilimi artmış hastalara hastanın kliniğine göre zaman zaman coumadin kullanımı önerilebilir. Bu hastaların aspirin ve diğer kan sulandırıcı ilaçları kullanmasına karşı ciddi bir olumsuzluk yoksa devamlı olarak bu ilaçları kullanmaları önerilir.
         Kalp kapak hastalığı nedeniyle kapağı değiştirilecek hastalara iki çeşit yapay kapak yerleştirilir. Eğer metal yapay kapak yerleştirilmiş ise bu grup hastaların ömür boyu coumadin almaları gereklidir. İnsan yada hayvan dokusundan yapılmış yapay kapaklar uygulanmış ise bu hastaların 3-5 ay coumadin kullanmaları yeterlidir, sonraki süreçte diğer kan sulandırıcıları kullanabilirler.
         Kan sulandırıcı ilaçların belirli bir düzen içinde alınmaları ve kontrollerin yapılması gereklidir. Coumadin ilacını kullanan hastaların INR dediğimiz kan tetkikini hekiminin önerdiği aralıklarda yaptırması gereklidir. Metal yapay kalp kapağı uygulanan hastalarda INR 2.5—3.5arasında olması en uygun sonuçtur. INR 3.5 üzeri olacak olursa ilaç alımı durdurulmalı ve ilaç dozu yeniden ayarlanmalı. INR düzeyi  5-6 ve daha yüksek tespit edilmişse hastanın hastaneye gitmesi ve gerekli  tıbbi yardımın oradan alınması uygundur. Bazen coumadin ilacını önerilen dozda düzenli kullanan hastaların INR  si 2 nin altına inebilmektedir, yeme içme çeşitliliğine kullanılan bazı ilaçlarda burada etkili  olabilmekte. K vitamini içeren ilaçlar ve besinler(lahana, karalahana, ıspanak, yeşil çay, pazı, maydanoz, alkol, kızılcık suyu vs).Bu durumda diyet yeniden gözden geçirilir ve ilaç dozu ayarlanır.
            Elbette kan sulandırıcı ilaçları kullanan hastalarımız küçük cerrahi müdahale, diş çekimi, implant uygulaması ya da ciddi operasyon yapılması ile karşılaşabileceklerdir. Eğer hastalar aspirin, aspirin+ clopidigrel ilaçları kullanıyorlarsa bu ilaçların 3-5 gün kesilmesi sorun oluşturmaz ve işlem tamamlandıktan 1-2 gün sonra hekiminin önerisi ile yeniden ilaçlarına başlayabilirler. Coumadin kullanan hastaların ilacı işlemden 5-7 gün önceden kesmeleri ve işlemden bir gün önce INR bakılarak 1.2-1.4 seviyesine indiği tespit edildikten sonra işleme başlanması doğru olacaktır. Bu coumadin alınmadığı süre içinde hastaların düşük moleküllü heparin yaptırmaları mutlak gereklidir.
          Bazen genç hanımlar hastalıkları nedeniyle coumadin almak zorunda olabilirler. Bu hastalar gebe kalacak olurlarsa, özellikle 3-5 ay coumadin kesilmeli onun yerine düşük moleküllü heparinin sabah akşam cilt atına yapılması uygun olacaktır.

20 Kasım 2011 Pazar

Kalp Damar Girişimi

Kalp Sağlığını Korumak İçin Size Yardımcı Olacak Girişimler

Koroner arter hastalığı (KAH) kalp kasınıza kan sağlayan damarların daralmış ya da tıkanmış olduğu anlamına gelir. Varolan sorunun tanı ve tedavisi için doktorunuz bir ya da birden fazla koroner arter girişimi geçirmenizi önerebilir. Bu yazı size, koroner arter girişimleri hakkında detaylı bilgi verecek; kalp sağlınızı nasıl koruyacağınızı ve daha da iyileştirmek için neler yapabileceğinizi gösterecektir.

Belirtiler

Koroner arter hastalığı göğüs ağrısına sebep olabilir. Göğüs ağrısı; göğüs, kol, boyun ya da çenede ağrı, yanma, sıkışma ya da basınç hissidir. Koroner arter hastalığı tedavi edilmez ise kalp krizi (kan akımının tam olarak kesilmesi ile kalp kasında ölüm) ile de sonuçlanabilir. Bir kalp krizinin nelirtileri aşağıdakilerden bir ya da birkaçını kapsayabilir:

Göğüs ağrısı
Nefes darlığı
Terleme
Güçsüzlük ya da baş dönmesi
Koroner Arter Girişimleri

Koroner arter girişimleri Kaeterizasyon Laboratuarı adı verilen özel bir odada yapılır. Bu odada doktorunuzun ihtiyaç duyduğu tüm araçlar bulunmaktadır. Koroner arter girişimi boyunca kateter denilen uzun, esnek bir tüp kullanır. Kateter kasık bölgesinde bir kan damarına yerleştirilir. Daha sonra yavaşça kalbe doğru yöneltiliyor. Koroner arter hastalığı tanısı ile ilgili testleri uygulamak üzere doktorunuz bu kareteri kullanabilir. Kateter ayrıca koroner arter hastalığına tedavi etme ve belirtilerini giderme amacıyla da kullanılabilir. Bu yazıda4 koroner arter girişiminden bahsedilmektedir:

Kardiyak  Kateterazisyon
Balon Anjiyoplasti
Aterektomi
Stent yerleştirilmesi
Koroner Arterler: Kalbin Yaşam Hatları

Kalp, yaklaşık olarak yumruk büyüklüğünde bir kastır. Bu kas durmaksızın vücuda oksijen yönünden zengin kan sağlamak üzere pompa işlevi görür. Bu işlev için kalbin kendisinin de oksijen yönünden zengin kan almaya ihtiyacı vardır. Kan oksijeni akciğerden alır. Oradan da oksijen yönünden zengin kan, kalp kasına koroner arterler aracılığı ile ulaşır.

Koroner Arterlerin Görevi

Koroner arterler Aort denilen büyük bir damardan çıkarlar. Aort, kanı kalpten vücudun diğer bölümlerine taşır. Koroner arterler aortdan çıktıktan sonra daha küçük olan arterlere ayrılırlar. Bu daha küçük olan arterler kalp kası üzerinde ve boyunca ilerler. Sağlıklı oldukları sürece kalbin her bir parçasına oksijen yönünden zengin kan sağlarlar.



Sağlıklı Arter

Sağlıklı bir koroner arter oksijen yönünden zengin kanı kolaylıkla kalp kasına taşır.

Koroner Arter Hastalığı

Kalp arterlerinin daralması ya da tıkanması durumunda koroner arter hastalığı oluşur. Bu hastalıkta, kalbin sağlıklı kalması için gerekli olan miktarda kan arterler tarafından sağlanamaz.

Koroner Arterler Tıkalı Olduğu Zaman

Koroner arterler hastalığına ateroskleroz (bazen “damar sertliği” olarak da adlandırılır) neden olur. Ateroskleroz, bir arterin duvarında plak (yağlı bir madde) ve kan akımını azaltır. Plak büyüdükçe arter daralır ve tıkanabilir. Özellikle egzersiz sırasında olduğu gibi, kalbin kan ihtiyacının arttığı durumlarda kalp yeteri kadar oksijenlenmiş kan alamaz.



Hasar Görmüş Bir Arter

Yüksek kan basıncı, sigara ya da yüksek kolesterol gibi durumlar, arter duvarına zarar verir. Hasar görmüş olan duvarda daha sonra plak oluşur ve böylece koroner arter hastalığı başlar.



Daralmış Bir Arter

Daha fazla plak oluştukça arter daha da daralır. Kalbe doğru olan kan akımı kısmen bloke olur. Göğüste sıkışma ya da ağrı gibi belirtiler hissedilebilir.

Tamamen Tıkanmış Bir Arter

Plak ya da kan pıhtısı (kan hücrelerinden oluşan bir kitle) tam olarak arteri tıkayabilir. Böylece kan kalp kasına doğru akamaz. Neticede bir kalp krizi (miyokard enfarktüsü) ile sonuçlanabilir.

Girişim İçin Hazırlık

Doktorunuz, koroner arter girişimlerinin riskleri ve faydaları hakkında size bilgi verecek, girişim için nasıl hazırlanacağınızı anlatacaktır. Kardiyak kateterizasyon ile kalp sorununu teşhis edecek, koroner arter hastalığı saptanır ise diğer girişimlerden bir ya da bir kaçını uygulayacaktır.

Risk Anlama

Koroner arter girişimlerinin riski oldukça düşüktür. Kalbin kazanacağı faydaların yanında bu riskler sıklıkla önemsiz kalmaktadır. Riskler:

Girişim yapılan yerde kanama
Girişim sırasında kullanılan kontrast maddeye karşı alerjik reaksiyon
Anormal kalp atımları (aritmiler)
Kalp krizi, inme ya da ölüm (oldukça nadirdir. Genellikle ana damar hastalığı olanlarda rastlanır).
Girişimden Önce

Girişimden en az bir hafta önce aşağıdaki durumlarda karşılaşırsanız doktorunuza başvurunuz:

Kanama problemleri ya da böbrekle ilgili sorunlarınız varsa,
İyot ya da deniz ürünlerine alerjiniz varsa,
Kan sulandırıcı, aspirin varsa, ilaçları gibi herhangi bir ilaç kullanıyorsanız.
Girişim Günü

Girişim için geldiğinde bazı testler yapılabilir. (EKG-elektrokardiyografi, kantetkikleri). Kateterin yerleştireceği deri bölgesi hemşire tarafımızdan hazırlanır. Sıvı verilmek üzere kol yolu açılır. Rahatlamanızı ve gevşemeniz için IV damar yoluyla ilaç verebilir.

Kardiyak Kateterizasyon

Kardiyak kateterizasyon sırasında kateter sıklıkla kasıktaki bir damara yerleştirilir ve kalbe doğru yavaşça itilir. Daha sonra testler yapılabilir. Bu testler sayesinde doktorunuz sizin koroner arter hastası olup olmadığınızı anlayabilecektir.

İşlem Süreci

Kateterin yerleştirileceği yere lokal anestezi yapılır. Anestezik madde bölgeyi uyuşturacağı için ağrı hissetmeyeceksiniz. Girişim boyunca uyanık kalacaksınız.
Kateter giriş yerine 10 cm uzunluğunda kısa bir tüp yerleştirilir. Bir miktar basınç hissedebilirsini, fakat bu his geçecektir.
Kateter bu kılıfın içine iletilir. Bu işlemi bir televizyon ekranı aracılığıyla görebileceksiniz.
Kontrast madde kateterden verilir. Enjeksiyon sırasında nefesinizi tutmanız istenebilir. Sıvı 10 saniye kadar vücudunuzda sıcak basması şeklinde bir hisse neden olabilir. Enjeksiyondan sonra öksürmeniz istenebilir.
Olası Giriş Yerleri

Kateterin artere yerleştirilmesi kol, bilek ya da kasık seviyesinde olabilir.
Bunlar giriş yerleri olarak bilinir.

Balon Anjiyoplasti

Balon anjiyoplasti, kalp damardaki daralmış ya da tıkanmış bölüme kılavuz tel üzerinden yerleştirilir. Etkilenmiş olan damarı genişletmek amacı ile balon şişirilir. Son olarak Balon söndürülür ve geri çekilir.

Girişim Süreci

İlk önce kardiyak kateterizasyon yapılır. Daha sonra kılavuz kateter olarak adlandırılan bir kateter tıkanmış olan damara yerleştirilir. Bu kılavuz kateter aracılığı ile kılavuz tel yerleştirilir. Bu tel, arterdeki daralmış noktaya hareket ettirilir. Doktor, telin hareketlerini ekrandan izler.



Balon kateteri kılavuz tel aracılığı ile hastalıklı bölgeye yerleştirilir.

 

Balon birkaç kez şişirilir ve söndürülür. Bu durum plağı arter duvarına doğru sıkıştırır. Balon şişirildiği zaman göğüste rahatsızlık hissedebilirsiniz. Böyle hissettiğinizde doktorunuza söyleyiniz. Darlık tam olarak açılınca sistem geri çekilir. Eğer %50 ve üzerinde daralma varsa bir stent yerleştirilebilir. Kateter ve kılavuz tel çıkarılır. Plağın yanlara doğru itilmesi ile kalp kasını besleyen kan akımı düzelmiş olur.

Aterektomi

Kalbin kan akımının düzeltilmesi için aterektomi yapılabilir. Bu girişim sırasında özel bir kesici aletin bulunan bir kateter kullanılır. Bu alet tıkanmış olan arterdeki plağı uzaklaştırır.

Girişim Süreci

İlk önce kateterizasyon yapılır. Sonra, kılavuz kateter denilen bir kateter tıkanmış olan artere yerleştirilir. Bir kılavuz kateterden geçirilir. Bu tel arterdeki tıkanma noktasına doğru hareket ettirilir. Doktor, telin hareketlerini televizyon ekranından izleyecektir.



Kateter Yerleştirilir

Özel bir Aterektomi kılavuz tel üzerinden uzatılır. Kateter, arterin tıkanmış olan kısmında doğru hareket ettirilir.



Arter Açılır

Aterektomi kateterinin uç kısmına yakın bölümü kesici bir aygıta sahiptir. Doktor bu aygıtı kullanarak plağı küçük parçalar şeklinde aygıtın içerisine ve aygıt geri çekilirken bu parçalar da dışarı alınmış olur.



Kan Akımı Düzelir

Ateterektomiden sonra doktor balon anjiyoplasti yapabilir. Bu girişim, geride kalmış olan plak artıklarını da damar duvanına sıkıştırır. Ayrıca, bir stent de yerleştirilebilir. Daha sonra kateterler ve kılavuz tel çıkartılır. Plağın azalması ile kalp kasına ulaşan kan akımı da artacaktır.

Stente yerleştirilmesi

Stent, küçük metal bir halka ya da süzgeç bigi bir tüptür. Balon anjiyoplasti ya da aterektomiden sonra bir stent artere yerleştirilir. Bu stent arterin yeniden daralmasını engeller.

Girişim süreci

Önce kardiyak kateterizasyon yapılır. Sonra, balon anjiyoplasti ya da aterektomi uygulanır. Girişim aşamaları aşağıda özetlenilmiştir:



Stent Kateter Yerleştirilir

Stent balon uçlu bir kateter üzerine monte edilir. Stent kateter, klavuz tel üzerinde uzatılır. Balon anjiyoplasti ya da aterektomi yapılmış olan arter kısmına doğru hareket ettirilir.



Stent Genişletilir

Stenti açmak için balon şişirilir. Bu durum, plağın daha fazla basınç altında tutulmasına yardımcı olur. Stent tam olarak açıldığı zaman tam kateterler ve kılavuz tel çıkartılır.



Arterin Açıklığı Korunur

Stent yerinde bakılır. Bu da arterin yeniden daralmasının (restenoz) önlenmesine yardımcı olur. Ancak görülme sıklığı stentin cinsine göre değişmekle birlikte stentlerde cinsine göre değişmekle birlikte stenstelerde de yeniden daralma olabilir.

Kan Pıhtılaşmasını Önlemek İçin İlaçlar

Stentin yerleştirilmesinden sonra doktorunuz, 2-4 hafta kadar kullanılmak üzere kanın pıhtılaşmasını önleyen (anti-tombosit) ilaçlar verebilir. Bu ilaçlar stent yerine kan pıhtısı oluşumunu engeller. Kanın pıhtılaşmasının engellenmesi amacıyla doktorunuz ömür boyu kullanılmak üzere aspirin almanızı da önerebilir.

Girişimden Sonra

Tüm testler ve girişimlerden sonra kardiyak bakım ünitesi ya da özel dinlenme odasına alınırsınız. Orada birkaç saat boyunca sırt üstü yatmanız gerekebilir. Yapılmış olan girişimin tipine göre, aynı gün evinize gidebilirsiniz ya da geceyi hastanede geçirebilirsiniz. Hastaneden ayrılmadan önce test sonuçları hakkında doktorunuz sizi bilgilendirecektir.

Kanülün Çıkartılması

Kanamayı önlemek için kanül birkaç saat için yerinde bırakabilir. Giriş yeri üzerine en az 15 dakika boyunca basınç uygulanır. Bu işlem kanamayı durdurmak için yapılır. Giriş yerine bazen özel bir tıkaç, bir dikiş ya da basınç aracı olarak uygulanır.

Durumuzun Kontrol Edilmesi

Hemşire, nabız ve kan basıncınızı kontrol edecektir. Ayrıca, kanama açısındangiriş yeri de incelenecektir. Hastanede kaldığınız süre boyunca bir monitöre bağlı olacaksınız. Birkaç saat için sıvı ve ilaç vermek amacıyla bir IV damar yolu da açık tutlacaktır.

Aşağıdakilerin varlığı durumunda hemen hemşirenize danışınız:

Göğüs ağrısı ya da giriş yerinde rahatsızlık hissedersiniz,
Giriş yerine yakın olan kol ya da bacak uyuşur ya da soğumaya başlarsa,
Giriş yerinde sıcaklık ya da ıslaklık duyarsanız (kanama işareti olabilir),
Giriş yerine yakın şişlik olursa hemşirenizi haberdar ediniz.
Evde İyileşme Dönemi

Doktorunuz size evdeki dönemde nelerle kar karşılaşabileceğinizi söyleyecektir. Kontrol muayenelerine dair düzenlemeyi de yapacaktır. Hastaneden ayrıldığınız zaman, birinin sizi eve bırakmasını sağlayınız. Eve gittikten sonra da size verilen talimatları eksiksiz yerine  getiriniz. Ayrıca karşılaşabileceğiniz problemler hakkında bilgi sahini olunuz.

Neler Beklenebilir?

Giriş yerinde zeytin büyüklüğünde bir yumru oluştuğunu fark edebilirsiniz. Ayrıca bir morluk da olabilir. Bunlar sık olarak görülür ve birkaç hafta içinde kaybolmaları beklenir. Eve gittikten sonra 1-2 gün içinde günlük aktivitelerinize dönebilirsiniz. 2 hafta içinde işinize dönmeniz olasıdır. İlk zamanlarda aşırılıktan kaçınız. Ağır iş yapmadan ya da egzersizlere başlamadan önce doktorunuzun ONAYINI alınız.

Kontrol Muayeneleri

İzlenme için düzenli aralıklarla doktorunuza gidiniz. Bu muayeneler iyileşme sürecinin takibine olanak tanıyacaktır. Bazı vakalarda tedavi edilmiş olan damar yeniden tıkanabilir. Bu durumun girişimden sonraki ilk 6 ay içinde görülmesi daha olasıdır. Bu zaman içinde doktorunuz bazı testler uygulayabilir. Bu testlerin arterin hala açık olup olmadığının kontrolü için yapılacaktır.

Aşağıdakilerin varlığı durumunda doktorunuzu arayınız:

Giriş yerinde ağrı, şişkinlik, kızarıklık, kanama ya da akıntı olursa,
Göğüs ağrısı hissederseniz,
Kateterin yerleştirildiği bacak ya da kolda şiddetli ağrı, mavimsi renk ve soğukluk görürseniz,
İdrarda kan ya da siyah dışkılama görürseniz,
Anti-trombosit ilaçlar almakta iseniz herhangi bir kanamanız olursa doktorunuzu arayınız.
Kardiyak Rehabilitasyon

Doktorunuz sizi bir kardiyak rehabilitasyon programına yönlendirebilir. Bu program kalp sağlığınız üzerine olumlu etkide bulunacak değişiklikler yapmanıza yardımcı olur. Ayrıca bu değişiklikler gelecekteki kalp problemleri için riskinizin azaltılmasına da katkıda bulunur.

Değişiklikler İçin Destek

Kardiyak rehabilitasyon programı daha siz hastanedeyken de başlatılabilir. Eve gittikten sonra bu programa devam etmek için hastaneye gelebilirsiniz. Ya da başka bir üniteye de başvurabilirsiniz. Kardiyak rehabilitasyon programında bir uzaman size kalp sağlığınızı nasıl koruyacağınız konusunda yardımcı olacaktır.

Sigarayı bırakınız
Egzersiz yapınız
Fazla kilolarınızdan kurtulunuz
Kolesterol düzeyini düşürünüz
Kan basıncınızı düşürünüz
Diyabeti kontrol altında tutunuz
Stresi azaltınız
Değişikliklere daha iyi ayak uydurmaya çalışınız.
Daha Sağlıklı Bir Kalp İçin Değişiklikler

Koroner arter girişimleri hastalık belirtilerinizin giderilmesine yardımcı olur. Fakat, yaşam tarzıyla ilgili bazı değişiklikler de yapmanız gereklidir. Bu değişiklikler hem kalp probleminin giderilmesine katkıda bulunur hem de daha kötüye gitmesine engel olur. Egzersiz yaparak, sigarayı bırakarak ve daha sağlıklı yeme alışkanlığıyla kalp sağlığınıza en büyük desteği sağlayabilirsiniz.

Kalp Sağlığınıza Yardımcı Olmak İçin Egzersiz Yapmak

Diğer kaslarda olduğu gibi kalbiniz de egzersizden fayda görür ve daha iyi çalışır. Egzersiz aynı zamanda stresi azaltır, kolesterolü düşünür ve kilo vermenize yardım eder. Ancak, egzersize başlamadan önce doktorunuzla görüşmelisiniz. Doktorunuz, seçmiş olduğunuz egzersizin sizin için uygun olup olmadığına karar verir. Bazı durumlarda, egzersiz programı yerine doktorunuz size bir rehabilitasyon programı önerebilir. Aşağıdaki tavsiyeler aktif olmaya başlarken size yardımcı olabilir.

Aktif Olmaya Yönelik Tavsiyeler

Öyle bir aktivite seçiniz ki kalp ve akciğeriniz dinlenme dönemlerinden daha fazla çalışsın. Zevke alarak yaptığınız şeyleri seçiniz. Yürüyüş, dans, yüzme, bisiklet, aerobik bu konuda uygun seçeneklerdendir.

Yavaş başlayınız. Egzersizlere haftada 3 kez ve her biri için 5-10 dakika ayırarak başlayınız.

Rahatlıkla hissediyorsanız o zaman her hafta biraz daha fazla egzersiz yapınız.

Egzersizleri artırarak haftada 4-5 kereye çıkarınız. Her birine 20-40 dakikalık süre ayırınız.

Yapılacak egzersizleri önceden planlayınız. Bir takvim üzerinde işaretleyiniz.

Egzersiz sırasında göğüs ağrınız olduğunda hemen egzersizi bırakınız. Göğüs ağrısı için ilaçlarınızı alınız ve doktorunuzu arayınız.

Kalp İçin Sağlıklı Gıdaları Tüketmek

Doktorunuz yeme alışkanlığınızda belli değişiklikler yapmanızı önerebilir. Sizin için en iyi olacak değişiklikler sağlıklı sorunlarınıza ve bireysel ihtiyaçlarınıza bağlıdır. Fakat, çoğu kimse daha az yağ ve daha az tuz içeren, lif içeriği yüksek gıdalarla sağlıklarına önemli katkılarda bulundurabilmektedir. Aşağıdaki tavsiyeler ile bir başlangıç yapınız:

Daha Sağlıklı Yeme Alışkanlığı  İçin Öneriler

Etin yağsız kısımlarını tüketiniz. Daha fazla balık ve derisiz beyaz eti (kümes hayvanları) tercih ediniz.
Yemek yaparken tercihen oldukça az tereyağı, margarin ve diğer yağları kullanınız ya da hiç kullanmayınız. Eğer yağ kullanacaksanız, zeytinyağını tercih ediniz.
Pişirme sırasında gıdalara tuz eklemeyiniz. Tuzluğu sofradan kaldırınız.
Kahvaltılarda yumurta ve pastırma yerine tahılları ya da kepekli ürünleri tercih ediniz.
Sigara Alışkanlığının Bırakılması

Sigara içiyor iseniz hemen bırakmanız gerekir. Koroner arter hastalığının daha da kötüleşmesini engellemede yapabileceğiniz en iyi şey bu olacaktır. Sigara içmek kalbe giden kanda oksijen miktarını azaltmaktadır. Arter duvarlarında plak oluşumunu da hızlandırmaktadır. Sigara aynı zamanda kalp krizi geçirme riskini de artırmaktadır. Daha önce bırakmaya denemiş, fakat başarılı olamamışsınız bile tekrar denemekten vazgeçmeyiniz. Çoğu tiryaki tam olarak bırakmadan önce 4-5 kez bırakma girişiminde bulunmuştur. Aşağıdaki tavsiyelerin yararı olabilir:

Sigarayı Bırakmak İçin Tavsiyeler
Bırakmak için kesin kararlı olunuz.
Sizinle birlikte sigarayı bırakabilecek birini daha bulunuz ya da sigara bırakma gruplarından birine katılınız.
Nikotin bantları, nikotin sakızları ya da ilaçlar hakkında bilgi almak için doktorunuza başvurunuz.
Sigara içme dürtüsü duyduğunuz zaman havuç, sakız veya şekerlerden faydalanmaya çalışınız.
Sigarayı bırakmak için geçerli nedenlerin bir listesini oluşturunuz. Sigara içmek istediğiniz zaman bu listeyi okuyunuz.
Sigara içme ihtiyacı doğuran günlük alışkanlıklarınızı not alınız. Daha sonra eğer yapabiliyorsanız bu alışkanlıkları değiştiriniz.

Kalp Krizinde Ön Bilgi

Kalp Krizi Nedir?
Kalp krizi kalbi besleyen koroner artlerden birinin ani tıkanması sonucu, beslediği kalp kasına kan gitmemesi ve o bölgedeki kalp dokusunun hasara uğramasıdır. Sigara, kolesterol yüksekliği, hipertansiyon, şeker hastalığı, ileri yaş, erkek cinsiyet, ailede erken yaşta kalp krizi olması, stres risk faktörleridir. Erkeklerde daha sık olmakla birlikte kadınlarda görülme oranı menapozdan sonra artar ve erkekler ile eşitlenmeye başlar.

Nedeni
Kalp vücudun aktivitesine göre değişen derecelerde oksijen ve diğer besinlere ihtiyaç duyar. Oksijeni kalbe kalbin kendi damarları yani koroner damarlar getirir. Eğer koroner damarlarda bir daralma veya tıkanıklık söz konusu ise kalp yeteri kadar oksijen alamaz, beslenemez. Beslenemeyen kalp dokusu ölür, işlevini yitirir ve kanı pompalayamaz hale gelir. Kalp krizine neden olan koroner damar tıkanıklığının en önemli sebebi aterosklerozdur. Ateroskleroz, damarları içine yağ birikintilerinin oturması olarak ifade edilebilir. Bu birikintilerin zaman içinde sinsice büyür ve önce damarları daraltıp, zaman ile koroner damarı tamamen tıkar ve kalp krizi meydana gelir.

Belirtileri
Başlıca belirtisi göğüs ağrısıdır. Ağrı göğüs kemiği arkasında baskılayıcı, dolgunluk hissi veren, sıkıştırıcı tarzdadır. Bu ağrı birkaç dakikadan uzun sürer, kaybolup tekrar ortaya çıkabilir. Göğüs ağrısı, sol omza, boyna ya da sol kola yayılabilir. Göğüsteki ağrı ya da rahatsızlık hissine sersemlik, baygınlık, terleme, bulantı-kusma ve nefes darlığı eşlik edebilir. Daha seyrek ise atipik göğüs ağrısı, mide ağrısı, göğüs ağrısı olmaksızın bulantı veya baş dönmesi, nefes darlığı, açıklanamayan anksiyete, bitkinlik, yorgunluk, çarpıntı, soğuk terleme görülür. Bu belirtilerin varlığında en kısa sürede hastaneye başvurmak gerekir.

Tedavisi
En önemlisi, hastalık gelişmeden risk faktörlerini kontrol altına alarak önlem almaktır. Kalp krizi tedavisi önce acil birimlerde sonra koroner bakım ünitelerinde yapılır. İlk tedavi önlemleri oksijen, nitrogliserin, düşük doz aspirin ve ağrı tedavisidir. Kalpteki ritim bozukluklarını giderici antiaritmik ilaçlar ve kalp kasındaki hasarın ilerlemesini önlemek için beta-bloker verilebilir. Hasta krizden sonraki ilk birkaç saat içinde hastaneye yatırılır ise pıhtıları eritmek için trombolitik ilaçlar verilebilir. Temel tedavi hastanın tıkanan koroner damarının  ilaç, balon veya stent ile açılması ritim bozuklukları ve kalp yetersizliğinin tedavi edilmesidir.

Merak Ettikleriniz
Normal Kolesterol Değerleri Nelerdir?
İyi huylu kolesterolün 40 ve üzerinde olması gerekir. Kötü huylu kolesterol ise 100’ün altında olmalıdır. 130’un üzerinde ise koroner damar hastalığı riski başlar.

Öneriler
Kalp hastalığından korunma bazı kuralları unutmamak gerekir. İşte kalp sağlığınız için yapmanız gerekenler:

Düzenli Egzersiz yapın. Haftada 4-5 gün yarım yarım saat tempolu yürüyüş yeterlidir.
İdeal kilonuzu koruyun.
Sıvı yağ (zeytinyağı, mısırözü yağı) içeren ve meyve, sebze, tahıl ağırlıklı bir diyet uygulayın.
Alkol kullanmaktan kaçının.
Yüksek kan basıncı ve diyabeti kontrol altına alın.
Sigarayı bırakın.
Stres ile baş etmeyi öğrenin.
Kardiyolog kontrolünden geçerek koroner kalp hastalığı risk analizi yaptırın.